Bu Blogda Ara

3 Kasım 2011 Perşembe

halloween

Cadılar Bayramı 31 Ekim de kutlanan, çoğunlukla çocukların kostüm giyerek kapı kapı dolaşıp şeker, meyve ve diğer hediyeler aldığı bayramdır. Bu klasik anlayışın yanı sıra; birçok değişik Cadılar Bayramı aktiviteleri de vardır. Kostüm partileri, korku filmleri izlemek, "perili" evlere gitmek ve diğer sonbahar aktiviteleri gibi.Bir Pagan festivali olarak İngiltere'de İrlandalılar, İskoçlar ve Galliler tarafından kutlanılmaya başlanmış; 19'uncu yüzyılda bu gelenek Kuzey Amerika'ya göçenler tarafından da devam etmiştir.
Batı Dünyası; 20'inci yüzyılda Cadılar Bayramı'nı bir Amerikan popüler kültürü olarak tanımıştır.
Cadılar Bayramı genelde Batı dünyası ülkelerinde kutlanır. Ancak popülaritesi Türkiye gibi ülkeleri de etkilemiştir.
Cadılar Bayramı aktiviteleri
Cadılar Bayramı'nın sembolü gülen bir balkabağıdır; bunun için de bir balkabağının içi boşaltılarak gülen bir surat şeklinde kesildikten sonra içinde bir mum yakılarak şeytani bir surat gösterilmeye çalışılır.
En yaygın olarak tüketilen şekerleme, elma şekeridir. Bundan farklı olarak tüm şekerlemeler de kullanılır. Çocuklar korkunç kıyafetler giyerek kapı kapı gezerler ve şeker toplarlar.
Muhafazakar (genellikle Katolik) Hıristiyanlar genelde Cadılar Bayramı'nı kutlamazlar ve yanlış bulurlar.Cadilar bayrami aslinda hiristayan bayrami degil pagan bayramidir.
Tarihçesi:
Cadılar Bayramının kökeni aslen Samhain olarak bilinen kadim Kelt Festivalidir.Samhain Festivali hasat mevsiminin bitişini kutlamak için gerçekleştirilir. Geleneksel olarak,festival kadim Paganlar tarafından kış için malzemelerin ve malların hazırlanması için kullanılırdı. Eski Gaeller şimdi Cadılar Bayramı olarak bilinen 31 Ekim'in yaşayanlar ve ölüler dünyası arasında bir bağ yarattığına inanırlardı. Ölüler kötü niyetli ve tehlikeli kabul edilir, yaşanılan sorunlardan hastalıklardan ve kötü hasattan onlar sorumlu tutulurdu. Festivalde ateşler yakılır, genellikle kış için öldürülen hayvanların kemikleri bu ateşlerde yakılırdı. Raufun ruhları taklit edebilmek için maskeler ve kostümler giyilirdi.Zamanla Hristiyanlığa adapte edilmiş, Azizler Günü'nün arifesi olarak kabul edilmiş, Pagan kökleri unutturulmaya çalışılmıştır.

Artık Türkiye'de de  eğlence amacıyla kutlanılmaya başlanmış ve Ekim'in son haftası konsept partiler  yapılarak ,katılanların eğlenceli zaman geçirmesi amaçlanmaktadır,ben de bu partilerden birindeydim,Alman Bayern kızı  oldum,bir gece için bile olsa başka bir kimliğe bürünmek eğlenceliydi.

31 Ekim 2011 Pazartesi

1 litre atık yağ = 1 bez çanta

  Bu sabah bir anons sesi duydum ve duyduklarım beni gerçekten çok mutlu etti, Karşıyaka Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü,kullanılmış bitkisel yağların geri dönüşümü için yeni bir çalışma başlatmış,kullanılmış kızartma yağlarını getiren herkese geri dönüşümlü çanta ve file hediye edecekler.
 
Daha önce bu çalışma evlerden yağ toplayarak yapılıyordu fakat iştirak sınırlıydı,çünkü kızartma yağını kullandıktan sonra ,şişelere doldurmak zahmetli olduğu için lavaboya boşaltmak daha kolay geliyordu,fakat maalesef 1 litre kızartma yağı atık su hattına karıştığı takdirde bir milyon litre yeraltı suyu kirleniyor,bu konuda haklı bilinçlendirmek adına stand çalışması gerçekleşecek.
1 Kasım Salı günü saat:10.30- 12.30 arasında Bostanlı Balıkçı Parkı’nda 4 Kasım Cuma günü ise yine aynı saatlerde Metro önü Karşıyaka Çarşı girişinde atık yağlar alınacak.
Çevre ve insan sağlığı için son derece önemli bu etkinliğe, ben de önceden biriktirdiğim yarım 2 litre atık yağ ile katılacağım.

22 Eylül 2011 Perşembe

galat-ı meşru...

    Galat-ı meşru yıllardır yanlış kullanıla  kullanıla,artık yanlış  kullanımı doğru kabul edilen kelimelere ve cümlelere  denir.Bu  aslında yazım kurallarına ve düzgün konuşmaya önem veren kişilerin sinirlerini bozan bir durumdur.Eşimin işi gereği  tıbbi kelimelere  aşinayım ve  eşim bunları  doğru kullandığı  için '' aaa  o kelimenin  doğrusu  bu muydu'' dediğim çok oldu..Mesela  Kortizol,ben dahil çoğu kişi bu hormonun  Kortizon olduğunu  sanar,Gangren;ilk duyduğumda çok gülmüştüm,kangren diye  bildiğim bu kelimenin Konya'lı  biri  tarafından  söylenmiş şekli gibiydi... Herkes tarafından Sezeryan  olarak bilinen işlem aslında Sezaryen'dir.
    Gelelim en sinir bozucu  olanlara...Parantez içinde yazılı olanlar doğru  olanlar...

nüans farkı(ya nüans ya da fark)
miladı dolmak(miadı  dolmak)
garipten seslen(gaybden  sesler)
beynelminel(beynelmilel)
göz var nizam var(göz var i'zan var)
muhattap(muhatab)
koşmaktan,çalışmaktan vb bi hal olmak(bihal olmak yani bitkin olmak)
şarz(şarj)
panik olmak(paniğe kapılmak)
harfiyat(hafriyat)
nam-ı  değer(nam-ı diğer)
antrparantez(antiparantez-yanlışlık içinde gizli  üstelik)
full dolu :)

Bir de çeşitli dillerden Türkçe'ye  geçmiş fakat kullanımı farklı olan kelimeler var..Bunları  alıntı yaptım,aynı zamanda ben de öğrenmiş oldum..


ANGUT:
BİR ÇEŞİT KUŞ TÜRÜDÜR ANGUT KUŞU'NUN EŞİ ÖLDÜĞÜ ZAMAN (YANINA O ANDA BAŞKA BİR YIRTICI HAYVAN VEYA BİR İNSAN GELSE DAHİ) GÖZLERİNİ BİR DAKİKA BİLE EŞİNİN ÖLÜSÜNÜN ÜSTÜNDEN AYIRMADAN O DA ÖLENE KADAR ONUN BAŞ UCUNDA BEKLER...

DANGALAK:
GERÇEK ANLAMI 'GEREKSİZ KONUŞAN KİŞİ'DİR


DENYO:
DELİBOZUK, DENGESİZ GİBİ ANLAMLARININ YANI SIRA ORTAOYUNDA MAHALLENİN APTALI DİYE KULLANILIR. BİR DİĞER ANLAMI İSE EMANETTİR

YAVŞAK:
BİT YAVRUSU, SİRKE DEMEKTİR

DÜRZİ:
SURİYE'NİN HAVRAN BÖLGESİNDE, LÜBNAN'IN BAZI BÖLGELERİNDE VE BURALARA YAKIN BÖLGELERDE YAŞAYAN VE KENDİLERİNE ÖZGÜ MEZHEPLERİ OLAN BİR TOPLULUK.

YOSMA:
ŞEN, GÜZEL KADIN

UKALA:
ARAPÇADAN DİLİMİZE GEÇMİŞ AMA BU DİLDE VE PEK ÇOK OSMANLICA METİNDE "AKILLILAR" DEMEK.

KAHPE:
ARAPÇADAN DİLİMİZE GİRER VE ETİMOLOJİK OLARAK ÖKSÜRME KELİMESİ İLE İLGİLİ. BU BAYANLAR YERLERİNİ GECE KARANLIĞINDA ÖKSÜREREK BELLİ EDERLERMİŞ. TÜRKÇE’DEKİ ANLAMI AHLAKSIZ KADINDIR.

GARSON:
FRANSIZCADA OĞLAN, GENÇ ÇOCUK DEMEK. MUHTEMELEN SERVİS YAPAN ÇOCUKLARA ZAMANINDA FRANSIZLAR "OĞLUM" VEYA "GENÇ, BİR BAKSANA" DEDİKLERİ İÇİN TÜRKÇE’YE DE SERVİS ELEMANI MANASIYLA GEÇMİŞ

İSTERİK:
"HİSTERİ" NÖBETLERİNE TUTULAN KİŞİNİN ALDIĞI SIFATTIR. DUYU BOZUKLUKLARI, TÜRLÜ RUH KARIŞIKLIKLARI, ÇIRPINMA, KASILMALAR VE BAZEN İNMELERLE KENDİNİ GÖSTEREN BİR SİNİR BOZUKLUĞUDUR. OYSA TÜRKÇE'DE "İSTEME" İLE BAĞ KURULMASI VE "BİR ŞEYİ ÇOK İSTEYEN" ANLAMINDA KULLANILMASI ÇOK YAYGINDIR. HATTA BAZEN, "İSTERİK KADIN" LAFI OLDUKÇA AŞAĞILAYICI BİR MANTIKLA KULLANILIR.

KARYOLA:
BİZDE GENELDE YATAĞIN ÜZERİNE SERİLDİĞİ, GENELDE METALDEN YAPILAN AYAKLI MOBİLYA ANLAMINA GELİYOR. OYSA GERÇEK ANLAMI "EL ARABASI"DIR

SERBEST:
GERÇEK ANLAMI "BAŞI BAĞLI"DIR (SER: BAŞ, BEST: BAĞLI). ANCAK BİZDE TAM TERSİ ANLAMINDA KULLANILIYOR.

PUŞT:
FARSÇA'DA "ARKA, KIÇ" ANLAMINA GELİYOR.

SIPA:
ABAZACA'DA "SPAU" "ÇOCUK, YAVRU" DEMEKTİR. BİZDE İSE EŞEK YAVRUSU... ARAPÇA'DA DA BENZER BİÇİMDE "SABİ, SİBYAN" "ÇOCUK" ANLAMINDADIR.

KALTAK:
ÜZERİ MEŞİN, HALI VB. ŞEYLERLE KAPLANMAMIŞ OLAN EYERİN TAHTA
BÖLÜMÜ


TUVALET:
YALNIZ BİZİM DİLİMİZDE DEĞİL, BİRKAÇ DİLDE DAHA "HELA"YA VERİLEN İSİM... ASLI, FRANSIZCA "TOİLETTE"TİR VE "TEMİZLİK" ANLAMINA GELİR.

21 Eylül 2011 Çarşamba

Illuminati'den sonra İLGUMİNATİ :)








  Son birkaç gündür Illuminati tarikatıyla ilgili araştırma yapıyorum ve  bulduğum ilginç şeyleri eşim Aykut'la paylaşıyorum,o da gün içinde bana  mesaj gönderip ilginç bir şeyler bulduysan  gönder diyordu,,karşılıklı  paylaşımlar  yaparken akşam üstü  telefon çaldı,,''çabuk Facebook'u aç,çok önemli belgeler buldum,Illuminati'den başka tarikatlar da varmış ''deyince,hemen açtım  ve  kahkahadan  resmen yarıldım..
  Eşim ve ince bir mizah anlayışı olan arkadaşımız Soner bana  bir sürpriz hazırlamışlar.Koskoca adamlar üşenmemiş  kılıktan kılığa  girmişler,çok da  uğraşmışlar...Eşim de Soner de  Veteriner Hekim,Kliniğimiz'in adı da İlgi,,bu yüzden bu yeni tarikatın adını İLGUMİNATİ   koymuşlar...   Ben çok beğendim,umarım sizin de hoşunuza gider..
 

17 Eylül 2011 Cumartesi

bir sepet kedi...

aura

   Aura,İspanyolca'da bu kelime''hava'' anlamına gelir ve parapsikolojide canlı veya  cansız her varlığın enerji düzeyini gösteren renklere  verilen addır.Canlı varlıklarda görülen aura,o canlının fiziksel ve ruhsal durumuna göre renk,şekil ve boyut değiştirir.Küçük bir alıştırmayla  her insan auraları görebilir  fakat bazı insanlar  doğuştan gelen bir yetenekle,herhangibir çalışmaya  ihtiyaç duymadan bu renkleri algılayabilirler.İnsanların,bitkilerin aurası değişken,,cansız varlıklarınki sabittir..Kirliyan adında bir Rus fotografçı,geliştirdiği bir yöntemle auraların fotografını çekmiştir.

  İyi hisseden kişilerin auraları genişler,o yüzden bu kişilerle fizikse temas kurduğumuzda ya da  sarıldığımızda auralarımız birleşir  ve  birbiriye  etkileşir,o yüzden iyi hisseden kişilerin yanında olduğumuz zaman,daha  iyi hissederiz.Aslında tüm insanlar  birbirlerinin auralarını gözle görmeseler de telepatik olarak algılarlar,bu da beyinde çözümlenir ve o insana  karşı fikir ve yargı oluşturmamızı sağlar,bazı insanları görür  görmez çok sevip,bazılarınaysa asla ısınamamamızın sebebi auralarının bizle uyumlu olmamasıdır.

   Aura ,bedeni  ortalama 3 cm sarar,beyaz bir fonun önünde durduğumuzda  daha kolay  görülebilir..Eğer kişi bir organını kaybetmişse bile aurasında o organ var  gibi görünür.Eterik beden üzerinde üstüste dizili olarak toplam yedi tane renk kuşağı vardır.Bunlardan ilk 4tanesi ,fiziksel,ruhsal,zhinsel bedenleri ve hayal gücünü,5.kuşak ruh,6.ve 7. de kozmik enerjiyi anlatır.İlk 4 tanesi çalışma yapılırsa rahatlıkla görülür.Açık parlak renkler,mutlu bir ruh halini,yeteneği,yüksek hayal gücünü,bereketi temsil ederken,bulanık,koyu ve monoton renkler depresyonu,ruh dünyasının karışıklığını,konsantrasyon bozukluğunu,geçmişten gelen olumsuzlukları,korkuları  temsil eder.

Epilepsi hastaları ve auralı migren hastaları,zihinsel olarak farklı bir bilinç seviyesine geçtikleri için kriz öncesi auraları görebilirler.Temel aura renkleri şu şekildedir..

1- KIRMIZI:saldırganlık,hastalıklı bir aşk gibi olumsuz duygular..
2- TURUNCU:aurada doğurganlığı temsil eder,dişi üreme organlarının rengidir,uyum ve işbirliği rengidir.
3- SARI:yaratıcık ve parlak fikirler..
3- YEŞİL:şifa,iyileştirme gücü,yardımseverlik.(benim taban auramın rengi bu)
4- MAVİ:değişkenlik,güvenilmezlik,ikiyüzlülük..(tonları var tabii yeşile ve turkuaza doğru açıldıkça etkisi azalır)
5- ÇİVİT MAVİSİ:yada gece  mavisi,başkalarına karşı sorumluluk,aileye aşırı bağlılık,sıkışmış bir alt benlik..
6- MOR:genellikle dindar insanlarda görülür,adanmışlık,bağlanma vs.aynı zamanda menekşe moru entellektüel gelişme  demektir..
7- GÜMÜŞ:idealizm,sabit fikirlilik,geleneksellik..
8 -ALTIN:bu aura rengi nadiren görülür,azizler,ermişler ve manevi olgunluğa ulaşmış insanlarda görülür.
9- PEMBE:maddi güç,büyük istekler,zenginlik..maddi başarıya ulaşmış insanlarda görünür.
10-BRONZ:insanlığa ve doğaya yardım,hümanizm,merhamet.
11-BEYAZ:bu renk de bebeklerde,hayvanlarda,akli dengesi olmayanlarda,bitkilerde  görülür..

                                                                               Yeşim Çokoğullu